Kariye camii Bizans döneminden kalma Fatihin Edirnekapı semtinde olan büyük bir manastır kompleksidir. Bu manastır kompleksi içinde de küçük bir kilise var bu kilise bugünkü kariye camiidir.(Kariye müzesi camiye dönüştürülmeden önce ziyaret ettiğim için mozaiklerin şuanki durumu hakkında bir bilgim bulunmamaktadır. Bu yazıyı müze olarak ziyaret ettiğim zamandaki gözlemlerime ve araştırmalarıma dayanarak yazıyorum.) Osmanlı döneminde Türklerin İstanbul fethinden sonra aynı Ayasofya gibi burası da camiye çevrilmiştir. Manastır; kariye adını almış minaresi eklenmiş hatta mahallenin adı kariye mahallesi olmuştur. Cumhuriyet döneminde burası müze haline getirilmiştir. Müze olduğu için mozaiklerin üzerini kapatan sıvalar açılmış mozaiklerin bakımı yapılmıştır. Buranın Grekçe adı Chora manastırıdır. Chora'nın birçok farklı anlamı vardır. Bunlardan birkaçı şu şekildedir; vatan ,kırsal , yurt anlamlarına gelmektedir. Bu anlamlara bakarak aklımıza şu soru gelmektedir. Bir manastır kompleksine kırsal anlamına gelen kelime neden isim olarak verilir ki ? Herhalde burası bir zamanlar kırsaldaydı o yüzden de buraya kırsal anlamına gelen chora ismini vermişlerdir. Kariye, beşinci yüzyıl Theodosius sularının iç kısmında kalan bir mekandır ama dördüncü yüzyılda Konstantin’in inşa etmiş olduğu sularından dışında kalmaktadır. Buradan yola çıkarak bu manastırın tarihçesinin dördüncü yüzyıla kadar gittiğini söyleyebiliriz. Arkeolojik verilere bakarsak maalesef dördüncü yüzyıla kadar gidemiyoruz. O zaman da şunu söyleyebiliriz. Muhtemelen burası dördüncü yüzyıldan itibaren ve değişik dönemlerde birkaç kere yeniden yapılmaya maruz kaldı. İleriki zamanlarda da restorasyonlar görmüştür ve günümüze kadar ulaşmıştır.
Kariye dediğimizde aklımıza bir kişi gelmektedir. Bu kişinin adı Theodoros Metokhitestir. 14. Yüzyılda yaşamış bir entelektüeldir. Ailesinin dini görüşlerinden ötürü başkentten Anadolu'ya sürgün edilmiş bir ailenin çocuğudur. Çok zeki ve pratik zekası sayesinde dönemin Bizans İmparatoru II. Andronikos Mesazon ile yolu çakışıyor ve zekasıyla II. Andronikos'u etkilemeyi beceriyor.Theodoros Metokhites sürekli olarak yükseliyor ve Başbakan seviyesini eşit bir pozisyonda biz İmparatorluğunda devlet adamı olarak görev yapmaya başlıyor. Aynı zamanda kendisi bir bilim insanı uzay bilimi ile uğraşıyor, 60 70 kişinin biyografisini içeren ansiklopedi bile yazmıştır. Kendisi Bizansın hazinesinden de sorumlu ve çokta para kazanmış bir kişidir.II. Andronikos vefat ettikten sonra Theodoros Metokhites bir süre sürgüne gittikten sonra buraya gelip bu manastırı kendisine seçip burada inzivaya çekiliyor. Artık Theodoros Metokhites ölene kadar burada yaşayacaktır. Kendisinin mezarının burada olmasını düşündüğü için bu manastır komleksine restorasyon desteği vermiştir. Bugün gördüğümüz bütün mozaikler kendisinin oturup tek tek planladığı kurguladığı neyin nereye çözüleceğinin hesabını yaptığı mozaiklerdir. Klisenin yan tarafına bir yeni mezar şapeli yaptırmıştır. Bu mezar şapelinin adı parekklesiondur. Theodoros Metokhites kendisini bir tür ölümsüzleştirmeye çalışan ve kendisini çok beğenen biridir. Zaten yaptığı işlerden de ne kadar titiz biri olduğu özellikle tespit edilebilir.
Chora kilisesi gerek dönem saraylarından olan Blaherne Sarayına yakın oluşundan aslında saray kilisesi fonsiyonunu da üslenmiştir. Planına bakacak olursak ana mekana Naus deniliyor. Apsis doğuya bakıyor az ilerdedir. Ana mekanın hemen arkasında yatay şekilde duran iki tane koridor var bu koridorlardan dış kapıya yakın olanı dış narteks, iç tarafta olan ise iç nartekstir. Nausun sağ tarafında Theodoros Metokhites in ekletmiş olduğu mezar Şapeli yani parekklesion vardır. Ana mekan kare planlı dört tane pandantifle merkezi kubbeye geçiş söz konusudur. Aslında birkaç tane daha kubbe vardır ama merkezi kubbe tabii ki en yüksek olanıdır ve en büyük olanıdır. Kubbeyi çevreleyen 16 tane pah var ve her bir pahın içinde bir tane pencere vardır. Apsisin içerisine küçücük bir mihrap eklenmiştir. Osmanlı döneminde burayı camiye çevirirken kıble yönüne bakacak şekilde ilave edilmiş olan ve imamın namaza durduğu mihrap burasıdır.
Bizans sanatı dediğimizde aklımıza hemen mermer gelmektedir. Yerler tamamıyla çok özel ve farklı renklerde nadir bulunan mermerlerle kaplanmıştır. Duvarlar tamamıyla mermer veya mozaik panolar vardır. Tavanlarda mozaikler vardır. Neosun kubbesinin ve üst tarafların mozaikleri maalesef günümüze ulaşmamıştır. Mermerlerdeki desenler birbirleriyle örtecek şekilde yan yana getirmişler ve etrafına bir de çerçeve yapılmış bunların yani birer tabloya dönüşmüştür. mermerdeki desenleri birbiriyle örtüştürerek döşeme tekniğine skoutlosis tekniği denir. Biraz ilerde opus sectile örnekleride vardır. Opus sectile geometrik motiflerle kesilmiş taşların birbiriyle güzel bir motif oluşturacak şekilde döşenmesidir. Opus sectile örnekleri Zeyrek camii ve Ayasofyadada görülebilir.
Mozaik sanatında boya ve fırça kullanılmaz. Renkli taşlar kullanılır yani duvarlarda görülen resimlerdeki yesil renk yeşil taştan , siyah renk siyah taştan elde edilir. Sadece tablolarda görülen sarı renkli kısımlar cam parcalrıdır ve üzerleri altın varakla kaplanmıştır. Mozaik sanatı yapmak için öncelikle küp şekinde taşlar kesilir bu taşlara tessera denilir. Bu şekilde kesilen taşlar özel bir harç ile yan yana getirilerek sabitlenir. Mozaik sanatçısı önce duvara resmi uygular. Resmin üzerine ama alttaki resim görülecek şekilde bir kat kireç atar. Daha sonra tessera denilen parçaları resimin üzerine uygular. Parçalar ne kadar küçük olursa keskinlik o kadar artar. Bu nedenle mozaik sanatında yıpranma payı frenkse göre çok daha azdır.
Şimdi müzenin içerisini detaylıca inceleyelim. İlk olarak naostaki üç mozaik vardır. Bunlardan ilk olarak Hazreti İsa’nın mozaiğine bakalım . Hz İsa' nın yüzü günümüze tam haliyle ulaşmamış ama elinde tuttuğu kutsal kitap kıyafetinin detayları ulaşmıştır. Hazreti İsa sol elinde kutsal kitap var. Kutsal kitabın üzerinde şöyle yazıyor ' yükü ağır olanlar yorgunlar bana gelip huzur bulacaksınız ben size huzur vereceğim'.
Naostaki diğer bir mozaik hazreti Meryem ve buradaki hazreti Meryem Grekçe de yol gösterici sıfatını almış olan Meryem'dir. Meryem çocuk iyi öyle bir tutuyor ki sanki bu mozaiğe bakanlara bana bakmayın sizin bakmanız gereken kişi burada demek istemiştir. İsa’yı insanlığın kurtarıcısı olarak işaret ederken resmedilmitir. Çocuk İsa'nın yüzüne bakarsanız çocuk olmasına rağmen oldukça olgun bir bakışı olduğunu görebilirsiniz. Hz İsa'nın 12 yaşlarında çocuk olmasına rağmen gelip oradaki din adamlarına konferanslar verecek onların sorularını yanıtlayacak kadar bilge bir kişiliği vardır.
Naostaki son mozaik Hazreti Meryem’in cennete yükselmeden önceki son uykusu Greece adıyla kimisisdir. Hazreti Meryem uykuda hemen yanı başında Hazreti İsa var. İsa’nın elinde bir bebek var.Burada bebek Hz. Meryemin ruhunu simgelemektedir. İsa ile birlikte havariler incil yazarları ve kilisenin erken piskoposları her tarafa yayılmış ve hep birlikte resmedilmiştir. Hazreti İsa’nın üzerinde serafin meleklerinden bir tanesi var. Altı kanatlı olan melek iki kanadıyla uçuyor, iki kanatlarıyla yüzünü kapatıyor, diğer iki kanadıyla da ayaklarını kapatıyor. Serafin melekleri tahtın koruyucu melekleridir.
İç narteksten naosa geçişteki kapının hemen üzerinde çok güzel bir mozaik var. Bu mozaikte bir tahta oturan pantagrator İsa'yı görüyoruz. Rum Ortodoks kiliselerinde Hazreti İsa’nın acılar içinde çağırma gerilirken resmedilmesinden pek hoşlanmıyor o yüzden çağırma gerilme sahnesi çok fazla gösterilmiyor. Ortodokslar Hazreti İsa’yı zaferler kazanmış bir imparator gibi göstermek istiyorlar. Bu nedenle bütün Rum Ortodoks kiliselerinde her zaman için hakim bir noktada zaferler kazanmış imparator kıyafetleri giyen ve süslü bir tahta oturan pantagrator İsa vardır. Sağ eliyle kusama işareti yapıyor, sol elinde kutsal kitap var.Bu mozaikte Theodoros Metokhites kariye kilisesi’ni Hazreti İsa’ya sunarken görünmektedir. Mozaiğe dikkatli bakacak Theodoros Metokhitesin kıyafetleri Türk etkisinde olduğu görülebilir.14. Yüzyıl Bizans’ı Bizans İmparatorluğu’nun sonudur. Anadolu’da artık Selçuklu devleti var ve Türkler ile Bizans arasında her türlü etkileşimde söz konusudur. Theodoros Metokhitesin başındaki türban, üzerindeki kıyafet o Türk Bizans etkileşiminin izleri olsa gerek. Kapının iki tarafında iki tane mühim azizin resimleri görünmektedir. Kapının solundaki aziz aziz Petrusdur. Elinde anahtarlar tutuyor bu anahtarlar cennetin anahtarlarıdır. Kapının sağındaki aziz Tarsus doğumlu Aziz Pavlusdur.
Kariyedei en gösterişli mozaiklerden bir tanesidir. Bu mozaikle ilgili iki farklı görüş vardır. Bu görüşlerden bir tanesi a tipik deisis mozaiği olduğu yönündedir. Yani mahşer gününden alınmıştır. Ortada Hazreti İsa bir yanda vaftizci Yahya diğer yanda Meryem ana olması gereken o meşhur üçlü görülmektedir. (Deisis adı verilen Grekcede son yargı anlamına gelir) Bu mozaiğe baktığımızda Vaftizci yahya’nın içinde bulunmadığı deisis mozaiği olduğu düşünülüyor. İkinci görüş buna katılmıyor buradaki Meryem’in yakarış sahnesi değil sanki gene işaret eden sahne olduğu söyleniyor. Yani insanlığın kurtuluşu için Hazreti Meryem Hazreti İsa’yı gösterirken ona işaret ederken resmedilmiştir. Bu kilise Hazreti İsa’ya hem de Hazreti Meryem’e ithaf edilmiş bir kilisedir. İçeri girecek insanların ilk bakışta dikkatini çekecek şekilde çok büyük bir boyutlarda yapılmış bir mozaiktir.Theodoros Metokhites 14. Yüzyılda burayı restore ederken yani binanın yeni banisi kendisi olmuşken eski banilere saygısızlık etmek istememiştir. Resmin altında sağ altındaki kadın figürü de Moğolların Meryem’e olan rahibe meleğidir.Eski baninin resmini orada korumaya devam etmiştir. Bu mozaiğin bulunduğu duvar aslında bir niştir. Muhtemelen bir mezar nişidir. Bu nişin içinde büyük boyutta bir lahit olduğu düşünülmektedir.
İç narteksde de iki tane kubbe bulunmaktadır. bu Kubbelerde bir tanesinde madalyon da Hazreti İsa pantagrator görünümündedir. Diğerinde de tanrının annesi Meryem bulunmaktadır. Daha yüksek olan ve merkezinde pantagrator İsa'nın bulunduğu kubbe de Hazreti İsa’nın ataları resmedilmiştir. Burada 24 tane figür vardır bunlar iki sıra şeklindedir. Üst sırada Adem’den başlayıp Yakup’a kadar gelenler var isimleri hepsinin üzerinde yazmaktadır. Alt sırada da Yakup’un oğulları ve diğerleri resmedilmiştir. Daha alçak olan diğer kubbe de ise yani Hazreti Meryem’in tanrının annesi olarak ortada resmedilmiş olduğu diğer kubbede Hazreti İsa’nın ataları Davut soyundan gelen 16 tane kralta Meryem’e kadar gelen soyağacı söz konusudur. Son dönem Bizans imparatorluk ailelerinden Paleologoslar döneminde belliki halk hem Hazreti İsa’nın hem de Hazreti Meryem’in hayatına özel ilgi göstermiş olduğu bu kilisedeki mozaiklerden anlaşılabilir.
Şimdi duvarlardaki hazreti Meryem ve İsa'nın hikayelerine tek tek inceleyeceğiz. Buradaki öyküler kitabı mukaddes’ten alınmış öyküler değildir. Bunlar dışı kaynaklardan derlenmiş bilgiler ve genellikle buraya ziyarete gelen yabancıların yani hıristiyan yabancıların çoğunlukla bilmediği hikayelerdir. Meryem’in annesinin adı Anne babasının adı ise Yehoiakim dir. Aslında bu oldukça varlıklı bir çift yaşları ilerlemekte ama henüz çocukları olmamış çocuklar olmadığı için de Üzüntü içindeler. Yehoiakim tapına sunular bağışlar yapmak istiyor ama tapınakdaki baş verip Zekeriya onların henüz çocuğu olmadığı için bu sunumları kabul etmiyor. Tapınak dört tane sütun üzerinde bir tane kubbe ile gösterilmiş kubbenin altında ret işareti yapan baş rahip zekeriyanın resmi var. Oradan reddedildikten sonra Yehoiakim üzgünlük içinde ormana gidiyor ve kendini ormanda 40 gün boyunca oruç dua ve inzivaya çekiyor çocuğu olsun diye dua ediyor
Bu resimde kırmızı pelerini ile ayakta dururken görüyoruz Anneyi. Önünde bir ağaç var o ağacın üzerinde bir kuş yuvası var. Kuş yuvasının içerisinde gagalarını açmış annelerinin kendisine yemek getirdiğini gören yavru kuşların anneleri yuvaya doğru ağzında yiyecekle uçuyor şekilde resmedilmiş. Mutlu aile tablosunu gören Anne keşke benimde böyle bir ailem olsaydı diye içinden geçiriyor. Tam o sırada bir melek görünüyor yukarda görüyoruz sonra diyor ki dualari duyuldu yakında bebeğin olacak. Anne çok seviniyor dileğim gerçekleşirse ben de o çocuğuma Tanrı’nın hizmetine adıyacağım diyor.
Anne mutlu haberi bu müjdeyi aldıktan sonra bunu kocasıyla paylaşmak üzere hemen gidiyor bu mutlu haberi veriyor.Yehoiakim ve Anne sarılıyorlar ve çok mutlular.
Burası Meryem’in doğum sahnesi zaten oldukça varlıklı bir aile olduğunu söylemiştik. Meryem doğmuş sağda aşağıdaki köşede ebenin kucağında duruyor Anne doğum yapmış hafif yatağında doğrulmuş uzanıyor. Dört tane arkadaşı hem çevreye gelmişler hem de hediyeler getirmişler. Bir hizmetçi solda Meryem’in beşiğini hazırlıyor. Diğer hizmetçi sağ tarafta Meryem’in banyosunu hazırlıyor. Diğer hizmetçi de elinde yelpaze ile ortamı serinletiyor. Resimde sadece bir tane erkek var Yehoiakim kendisi kapıda durmuş içeri girsem mi girmesem mi karar veremiyor.
Şimdi tonozdaki mozaiğe bakalım bebeklerini kucağına almış mutlu bir anne baba görünüyor. Resmin iki tarafında da mimari çizimler var evler var konutlar var. Mozaiğin her iki tarafta gördüğümüz tavuzkuşu da asaletin ve bozulmamış temizliğin simgesi olarak iki köşede duruyor.
Aynı tonoza bu taraftan baktığımızda Yahudi mabedindeki rahipleri görüyoruz. Rahipler masaya oturmuşlar Yehoiakim kızını almış rahiplerin onu kutsanması için kızını mabede getirmiştir. Rahiplerin hepsi kutsama işareti yapıyorlar.
Altı aylık olduğunda Meryem artık yürümeye başlıyor. Meryem’in ilk yedi adımı diye bilinen mozaiktir.Meryem ilk yedi adımı karşısında oturan annesine doğru atmıştır .Bir hizmetçi düşmemesi için hafifçe onu arkadan destekliyor. Burada enteresan olan şey şu hizmetçinin pelerini rüzgârdan savrulmuş sanki hizmetçinin kafasının etrafında bir tür hale oluşturacak şekilde bir kıvrım yapmış dönemin orta çağı sanatında zaman zaman karşılaşabiliriz.
Anne çocuğu olursa tanrının hizmetine adayacağı üzerine söz vermişti. Şimdi çocuklarını alıyorlar aşağı yukarı üç yaşına geldiğinde onu orada ve Tanrı’ya hizmet etmesi için kapına bırakıyorlar. Baş rahip Tapınağı önünde Meryem’i kapına kabul ederken görünüyor. Burada bir takım genç kızlar var ayakta duruyorlar bunlar ellerinde meşalelerle Meryem’i kapına hoş geldin demek üzere veya Meryem’i tapınak karşılamak üzere beklerlerken resmedilmişler
Manastırda kaldığı süre boyunca Meryem’in melekler tarafından gizlice beslenmiştir. Zaman zaman meleklerin ona yardım ettiği söyleniyor. Bu sahnede melek Meryem’e yiyecek getirirken görünüyor.
Şimdi baktığımız sahnede yedi tane ayakta kız görüyoruz. Onların karşılarında üç tane rahibi görüyoruz. Rahipler oturuyorlar. Rahipler kızların tapınak için örtü örmesini isteyecekler . Her kız ayrı bir renkten sorumlu olacaktır. Yedi kız yedi ayrı renkte bir örtü ölecekler yani mabedin örtüsü gökkuşağı renginde olacaktır. Meryem yün yumağını rahibin elinden alırken buradaki yürünün rengi önemli çünkü Meryem mor rengi yünü almıştır. Mor renk Bizans döneminde asaletin rengi olmuş imparatorların kıyafetleri mor renkliymiş. İmparatorların Mısır’dan getirilen mor renk asaleti simgeliyor mor halka kullanması yasak olan bir renktir.
Artık kızlar ergen oluyor ve kurala göre ergenlik çağına gelen kızlar mabetten mezun oluyor evlenip ayrılıyorlar. Meryem mabette kaldığı süre içinde kendi kendine yemin ediyor. Hiç evlenmeyeceğini ve hep bakire kalacağını ve kendini hep tanrının hizmetine arayacağını söylüyor. Tapınakdaki rahipler Meryem’in bu yemininden haberleri var ve bu yemine saygı duyuyorlar .Buna bir çözüm üretme için de çaba gösteriyorlar. Bütün kızlar mezun olup evlenip giderken Meryem’e nasıl bir çözüm bulmaları gerektiğini düşünüyorlar. Buldukları çözüm daha önceden evlenmiş ama karısını kaybetmiş dul bir erkek bulacaklar ve erkeğin Meryem’den çocuk yapmak gibi bir beklentisi olmamasıdır. Bu dul erkek Meryem’e bakacak ona göz kulak olacaktır. Çok sayıda talip olduğu görülüyor. Bu taliplerin asalarını getirip tapınaktaki altarın üzerine bırakmalarını söyleniyor. Burada Meryem yan tarafta oturuyor. Meryem’in önündeki altarda asalar yerleştirilmiştir. Baş rahip o asaların önünde eğilmiş yere doğru Tanrı’dan bir işaret göndermesi konusunda duacı oluyor. Baş rahibin duası duyuluyor asalardan bir tanesinin el tutma yerinde küçük küçük yapraklar yeşermeye başladığını görüyorlar. Dikkat ederseniz sağdan dördüncü olsa da o küçük küçük yaprak yaşanan yaprakları göreceksiniz. Baş rahip bunun tanrının işareti olduğunu düşünüyor.
Rahip asayı eline alıyor bu arsanın sahibi kimse buraya gelsin diyor burada asanın sahibi Yusuf çıkıyor.
Yusuf oldukça olgun bir erkektir. Öte yandan baş rahip Meryem’i yanına almış onun başını tutuyor. Burada vermek istediği mesaj bu kız bizim korumamız altındadır mesajıdır. Burada Yusuf’la Meryem tanışıyorlar ve artık birlikte gidecekler. Yusuf’un daha önceden yani kaybetti eşinden olma en az üç veya dört tane daha oğlu var. Oğullarından bir tanesi ile gelmiş. Yusuf artık tapınaktan giderlerken görünüyor ortada Yusuf Yusuf geri dönmüş Meryem’in onlarla birlikte gelip gelmediğini kontrol etmek istercesine sanki geri dönmüş gibi görünüyor .Yusuf’un oğlu en önde Yusuf’un oğlu Meryem’e sanki böyle biraz dik bakar gibi görünüyor.
Yusuf ve oğlu marangozdur. Meryem’le birlikte tapınakdan ayrıldıktan hemen sonra Yusuf’a şehir dışından bir marangozluk işe gelir. Yusuf bu işi kaybetmek istemiyor oğluna hadi hazırlan gidiyoruz diyor. Oğlu sepeti sırtına vuruyor sepetin içinde bir sürü marangozluk alet edevatları var. Meryem’e veda ediyorlar. Meryem küçücük bir kız belki de hayatımda ilk defa yalnız başına kalacak ve çok üzgün boynunu bükmüş .Bu mozaikte Yusuf’a veda ederken görünüyor.
Meryem’i kuyunun başında görüyoruz. O kuyunun başındayken ona bir melek görünüyor. Melek Meryem’e müjde verecek. Müjde kızım diyecek yakında çocuk doğrucaksın onu doğurmalısın şeklinde bir müjde geliyor. Buradaki Meryem’in müjde sahnesi ile karşıdaki ananın müjde sahnesi birbirlerinin karşısına rast gelmiş herhaldedir. Bu durum bir tesadüf olmamalı bunların hepsini planlamış kurgulanmış olmalıdır.
Dış narteksteyiz hazreti İsa’nın yaşamına ilişkin çok güzel ve enteresan detaylar var. Yusuf uykuda o uyurken rüyasında ona bir melek görünüyor. Melek ona şöyle söylüyor sen şimdi döndüğünde karını hamile bulacaksın karının karnındaki Allah’tan ve sen bu çocuğu kabul etmelisin.
Nüfus sayımı sahnesi var. Nüfus sayımı sahnesi oldukça önemli bir yer tutuyor. Roma dönemi hala Yahudi dönem ve Roma İmparatorluğu’nun en büyük kaygılarından bir tanesi kaçak vermeden vergi toplayabiliyor olmaktır. Vergi kaçırmayı önlemek için de nüfus sayımını doğru yapıyor olmak gerekiyor. Nüfus sayımı yapılacak o yüzden de herkes kendi memleketine gidip kaydını orada yaptırması gerekiyor. Katının üzerine bilmiş Meryem’i görüyoruz. Orada artık Meryem hamile. Hemen Meryem’in arkasında Yusuf var. Yusuf’un önünde de oğullarından bir tanesi var. Bu mozaikte memleketleri beytüllahime nüfus sayımı için yolculuk ederlerken resmedilmişlerdir.
Bu mozaik nüfus sayımı mozaiğidir. Yörenin Roma valisi sirius var. Orada oturmuş yanında muhafızı var. Muhafızın elinde mızrağı ve kalkanı var. Nüfus memuru isimleri tek tek kaydediyor. Nüfus memuru’nun yanında da bir muhafız var. Muhafızın elindeki kılıcı var. Nüfus memuruna ismini yazdırma sırası Meryem’e gelmiş. Meryem burada oldukça uzun bir figür olarak karşımıza çıkıyor. Meryem ismini yazdırırken Meryem’in hemen arkasında Yusuf görülüyor. Yusuf’un da arkasında oğulları var.
Bu mozaik İsa’nın doğum sahnesidir. İsa bir mağara ahırda doğuyor doğum olmuş Meryem yatar pozisyonda resmedilmiştir. Meryem’in arkasında bir yalak var. Yalakın içinde kundakta sarılmış bir bebek var. Yukardan kutsal ışık hüzmesi bebeğe doğru ulaşmış durumda. Bebeğin kutsallığına vurgu yapan bir ışık hüzmesi. Yem yalağının arkasındaki hayvanlara bakın onlarda kutsal ruhun doğduğunu hissetmiş olmalılar ki nefesleriyle bebeğin orada bulunuyorlar. Dışarda çobanlar var. Çobanlara bir melek görünüyor ve onlara işte biraz önce tanrının oğlunun orada doğduğunu söylüyor. Onlar biraz sonra içeri girecekler ve tanrının oğlu İsa’yı görecekler. Daha sonra da İsa’nın banyosu hazırlanıyor. Resmin tam ortasında hem de oldukça mühim bir yerim ha böyle düşünceye dalmış şekilde Yusuf’u görüyoruz. Yusuf hani çocuğun kendinden olmadığını bildiği halde Meryem’i hiçbir zaman terk etmiyor ona her zaman destek oluyor. Bu resimle de anladığımız kadarıyla ona rüyasında görünen meleğin açıkladığı konuyu idrak etmeye çalışıyor.
Bu mozaikte üç kahini görüyoruz. Bunlar astrolojik haritalara bakarak tanrının oğlunun doğduğunu görüyorlar ve yıldızları izleyerek onun nerede olduğunu tespit etmeye çalışıyorlar. beytüllahime ulaştıklarında oranın kralı Hirodesin huzuruna çıkıyorlar. Yeni doğan çocuk Yahudilerin kralı olacak. çocuk nerede bir şekilde aslında krala yeni bir çocuğun doğduğunu ve bu çocuğun Yahudilerin yeni kralı olmuş olacağını da söylüyorlar. Kral bu durumdan çok rahatsızlık duyuyor ve çok tedirgin oluyor. Bu üç müneccimden biraz daha bilgi toplamaya çalışıyor. Bu şekilde çocuğun yerini tespit edecek ve onu öldürtecektir. Kral topladığı bilgilerle adamlarını çağırıyor huzurda ve bu bilgileri onlara aktarıyor. Yeni bir çocuk doğmuş gidin onu bulun diyor. Fakat bir sonuç elde edemiyorlar o çocuğun kim olduğunu bir türlü tespit edemiyorlar.
Bunun üzerine Hirodes askerleri çağırıyor ve bu durumdan oldukça rahatsız ve bunu gerçekten bir tehdit ve risk olarak görüyor. Kral o yörede yeni doğmuş bütün erkek çocukları bulup iki yaş ve altındaki erkek çocukları tespit edip onları hemen öldürmelerini söylüyor.
Burada gördüğümüz sahnelerde hep böyle çocukların mahsunların katli sahneleri var. Annesinden alınan çocuk bir asker annesini uzaklaştırmaya çalışırken öteki asker çocuğa kılıcını saplanmış. Bir başka fivugürde çocuğa mızrağını saplanmış. Böyle gerçekten birbirinden acıklı sahneler görünüyor.
Şimdi gördüğümüz sahne yas tutan kadınlar sahnesidir. Çocuklarını kaybetmiş kadınlar ölen çocuklarını kucaklarına almış şekilde resmedilmiştir. Hepsi oturur vaziyette ağlıyor ve yas tutuyorlar. Kadınlar birbirleriyle dayanışma içindeler.
Bütün bu olanların arasında bir kadın var ki çocuğuyla birlikte askerlerin zulmünden kaçmayı başarıyor. O kadın Vaftizci Yahya'nın annesi Elisabet (İslam inanışına göre yahya peygamber.) Elisabet oğlu Yahya'yla birlikte askerlerdan kaçarken birden önünde bir mağara açılıyor. Açılan mağaranın içine giriyor orada saklanıyor ve bu şekilde çocuğunu kurtarmak başarmış oluyor.
Yusuf’u tekrar görüyoruz. Yusuf gene uykuda ve rüyasında ona bir melek tekrar sesleniyor ve Yusuf durum çok tehlikeli aileni alıp hemen buradan gitmelisin diyor. Yusuf uyarıyı ciddiye alıyor ailesiyle birlikte yola çıkıyor. Yusuf’un omuzunda oturan İsa arkasından Meryem gidiyor onunda arkasında Yusuf’un daha önceki oğullarından biri var.
Aradan yıllar geçmiş tehlike bitmiştir. İsa ergen olmuş zaten onun akranı Vaftizci Yahya da burada. İsa, İsa’nın ailesi ve Yahya hep birlikte bir Yahudi bayramı için Kudüs'e gidiyorlar. Bu sırada Meryem İsa’yı kaybediyor iki üç gün onu arıyor. Ancak birkaç gün sonra buluyor. İsa’yı bulduğu yer bir Yahudi Tapınağıdır. Ergen olan İsa Yahudi Tapınağı’nda oturmuş Yahudi Tapınağındaki din adamlarına ders veriyor onların sorularını yanıtlıyormuş. Heyecanla Meryem İsa’ya gidiyor diyor ki kaç gündür seni arıyoruz neredesin diyor. İsa çok sakin annesine dönüyor ve 'babama karşı sorumluluklarım olduğunu biliyorsun ' diyor . Artık insanın yavaş yavaş İsa'nın tanrının oğlu olduğu insanın yeni gelen peygamber olduğu duyulmaya başlanıyor.
İsanın yeni gelen peygamber olduğu duyulduktan sonra şimdi şeytan iş başına geçiyor. Burada gördüğümüz bir şeytan melek olduğu için kanatları var. Şeytan olduğu için de siyah renkte gösterilmiştir. Burada İsa’yı bir şekilde yoldan çıkarmaya ve onu kandırmaya çalışırken resmedilmiştir. Bir şeytan serisi ile karşı karşıyayız. Mesela en soldakinde bir kutu taş var. Şeytan İsa’ya dönüyor madem sen tanrının oğlusun o zaman şu taşları bir ekmeye çevir de görelim bakalım diyor. İsa da ona diyor ki hayat ekmekten ibaret değildir tanrının sözleri de vardır onlar da önemlidir gibi bir yanıt veriyor.
Bu mozaikte vaftizci Yahya görülmektedir. Vaftiz şeytanı reddetmek , şeytandan kurtulmak demektir. Vaftizci Yahya'nın olağanüstü güçleri vardır. Resimim ortasında duruyor elinde böyle bir mızrak gibi bir şey var. Arkasında bir grup insan var onlar vaftizci Yahya'nın müritleridir. Yahya müritlerine dönüyor hatırlıyor musunuz size ne demiştim benden sonra biri gelecek o aslında benden önce biri ve hepimiz ona itaat edeceğiz demiştim diyor. Hz İsa'yı gösteriyor yani Hazreti İsa’ya tanıklık ediyor.
Artık biraz mucizeler başlıyor. Burada bir hayvanî kesen insan var. Onun hemen arkasında çok süslü bir masanın ayaklarını görüyoruz kana kentinde bir düğün hazırlıkları görülmektedir.
Düğünün katılımcıları çok fazla. Birden şarap bitiyor. İsa’ya geliyorlar şarap bitti ne yapacağız diyorlar.İsa şarap olsun diyor hepsi şarap oluyor. Bir kupanın içinde İsa’ya da şarap veriyorlar. Şarap oldukça kaliteli güzel bir şarap oluyor. Buradaki şarap insanın kanını temsil ediyor.
Bu bölümde beş binlerin doyurulması sahnesi var. Bunlar aç ve ortalıkta sadece bir tane iki tane balık , birkaç parçada ekmek vardır. Bu kadar insanın ölmek üzere olduğunu İsa'ya söylüyorlar. İsa da ekmekleri bölerek bu beş bin kişinin aileleriyle birlikte duyurulmasını sağlıyor. Kalan artan ekmekleri de böyle sepetleri dolduruyorlar küfelere dolduruyorlar.
Felçli hastanın iyileştirilmesini görüyoruz. Hareket bile edemeyen felçli hasta yatağında yatarken İsa geliyor. Şimdi diyor ayağa kalkacaksın yatağını alıp yürüyüp gideceksin diyor. Felçli hasta kalkıyor yatağını sırtına vurup oradan yürüyüp devam ediyor.
Mucizelerin devamı için tekrar için iç nartekse girmemiz gerek. Vücudu benek benek olan cüzzamlı bir hastayı görüyoruz. İsa’nın üst kısmı günümüze ulaşmamış ama mavi kıyafeti ve sandaletleri var. Cüzzamlı hastayı iyileştirirken görüyoruz.
Buradaki mozaikte sağır ve dilsiz olan biri görülmektedir. İsa ve hemen iyileşeceksin diyor ve kişiler iyileştiriyor. Köşede iki tane adam oturuyor ellerinde kör değnekleri var görmüyorlar. İsa göreceksiniz diyor ve görmeye başlıyorlar.
Bir başka mozaikte kolu sakat olan bir adam var. İsa onun elini tutuyor ve birden iyileşiyor. Yine diğer mozaikte kanaması olan bir kadın var yerlerde sürünüyor. İsanın yardımını diliyor onun elbisesinin ucundan tutuyor. Çok uzun zamandan beri kanaması dinmeyen kadın için İsa iyileşeceksin kızım diyor ve hemen oda iyileşiyor.
Pandantif de yatakta yatan bir kadın var. Bu kadın Aziz Petrus’un kayınvalidesidir. Oldukça hasta durumda yataktan kalkamıyor onun elinden tutuyor birden iyileşiyor. Hatta kalkıp onlara bir de yiyecek hazırlıyor. Böyle birbirini takip eden bir sürü iyileştirme sahneleri mucizeleri görünmektedir. Bunlar aslında insanları hastalıktan iyileştirmek sembolik olarakta günahlardan arınmak anlamına geliyor arınmak anlamına geliyor.
Şimdi Theodoros Metokhitesin inşa etmiş olduğu mezar şapeline bir bakalım. Burası parekklesion adında sonradan eklenen bir yapıdır. Buradaki duvar süslemelerinin hiçbiri mozaik değildir .Burada görülen duvar süslemeleri fresktir. Başlıcalarını ele alalım. Tam karşıdaki Apsis de bir diriliş sahnesi var. Bu diriliş sahnesine Grekçe adı anastasis'rir. Cehennemin kapılarını kırmış Hazreti İsa ortada Adem’le Havvayı mezarlarından çekiyor. Onları diriltiyor. Âdem’in arkasında Vaftizci Yahya var Davut var Süleyman var diğerleri de krallar görülmektedir.
Alt sırada altı tane aziz gösterilmiştir. Bu azizleri soldan sağa doğru bakarsak; Aziz Athanasios, Aziz Yuhanna, Aziz Yohannes Khrysostomos, Aziz Basileios, Aziz Gregorius ve İskenderiyeli Aziz Kirillos bulunmaktadır.
Dirilişten sonra artık mahşer günü olacaktır. Bu İsanın ikinci gelişidir. Burada cennet ve cehennem var. Hazreti İsa yanında Meryem ve Vaftizci Yahya var. Zaten her zaman sözünü ettiğimiz deisis dediğimiz sahnedir. Deisis sözcü de zaten yalvarmak anlamında kullanılıyor af dileyen şefaat dileyen anlamındadır. Buradaki üçlü İsa’nın 12 havarisi İsa’nın her iki yanına dağılmış durumdadır. Yukarda bir melek içinde ay ve güneş bulunan zamanı dürmüş, rulo yapmış yani artık sonsuzluk başlamıştır. Burada Hazreti İsa herkesi tek tek yargılayacak onların cennete mi cehenneme mi gidecekler ne karar verecektir. Meryem ana Vaftizci Yahya her iki taraftan Hazreti İsa’ya yalvarış içindeler. Hazreti İsa’nın insanları affetmesini istiyorlar. Theodoros Metokhites burada kendini mahşer günü sahnesinin en altına iliştirmıştir. Resimde bir askılı terazi var. Terazi Theodoros Metokhites yana ağır basmıştır. Onun yaptığı hayırlı işler daha fazla olduğu için cennete gitmeyi hak eden pozisyonda resmedilmiştir.
Seçilmişlerin cennete girişini görüyoruz. Cennete girişin kapısında Aziz Petrus var girişi denetliyor. Kalabalık topluluklar cennete girme çabası içindeler. Burada dört kanatlı olan kerubin meleği var. Yarı çıplak şekilde resmedilmiş iyi hırsız figürü var. İyi hırsız Hazreti İsa ile birlikte çağırma hırsızlıktan ötürü çağırma gerilmişlerden hazreti İsa’ya itaat etmiş ona boyun eğmiştir. İsa da ona kendisinden önce cennete gideceğini müjdelemiştir. İşte burada iyi hırsız cennete girerken görünüyor.
Meryem ve çocuk İsa madalyon da kendilerine eşlik eden 12 melekle birlikte resmediliyor. Buradaki dört Pandantif de dört ilahi yazar resmedilmiştir.
Bu sahne de Asurluların Kudüs kapısındaki yenilme sahnesidir.
Burası Yakup’un rüyasıdır. (Nişin üzerindeki resim net görülmemektedir. Düzgün halini bulamadım). Yakup merdivenlerin önünde uyumakta melekler de merdivenlerden inip çıkmaktalar. Yakup’un merdivenin hemen altında duvarın içindeki niş Theodoros Metokhites'in mezar nişidir. Yani cennete çıkan merdiveni tam mezarın üzerine koymuştur. Buradan dirildikten sonra sevapları ağır bastığı için cennete gideceğini garanti olan Theodoros Metokhites bu merdivenlerden yukarı cennete çıkacaktır.
Kariye müzesi camiye dönüştürülmeden önce ziyaret ettiğim için mozaiklerin şu anki durumu hakkında bir bilgim bulunmamaktadır. Bu yazıyı müze olarak ziyaret ettiğim zamandaki gözlemlerime ve araştırmalarıma dayanarak yazıyorum. Kariye müzesi gittiğinize değecek sizi etkileyecek bir yapıdır. Bahar aylarında ziyaret edip bu güzel yapının keyfini çıkarabilirsiniz.